 |
Bu makale "Herhangi Bir Dilde Önyargı: Önyargı Çeviri Projesi" adıyla bilinen bir Amerikan Psikoloji Derneği girişiminin bir parçası olarak birçok dile çevrilmiştir. Türkçe’ye çevirisi Simay İkier ve Emrah Aktunç tarafından yapılmıştır.
Makale Plous, S. (2003). The psychology of prejudice, stereotyping, and discrimination: An overview. In S. Plous (Ed.), Understanding Prejudice and Discrimination (pp. 3-48). New York: McGraw-Hill.’den uyarlanmıştır.
Amerikalıların ve onların sivil ve askeri yandaşlarının öldürülmesi her Müslümanın dini görevidir… Allah’ın da yardımıyla, Allah’a inanan ve ödüllendirilmek isteyen her Müslümanı Allah’ın emrine uyarak her zaman ve rastladıkları her yerde Amerikalıları öldürmeye ve paralarını yağmalamaya çağıracağız.
[11 Eylül saldırısı] özgürlüğü sadece beyaz ırk icin gören bu kendini beğenmiş insanlara sert bir ders verdi... Allah’in izniyle, Amerika’nın sonu yakındır.
--Usame Bin Ladin, Şubat, 1998, Müslümanlara sesleniş, ve 2001 sonbaharında videoya çekilmiş bir demeç
demeçlerinden daha klasik önyargı örnekleri düşünmek biraz zordur. Sosyal bilimciler “önyargı” tanımlarında farklılıklar göstermelerine rağmen önyargının bir grup veya grubun üyelerine karşı, genelde negatif bir ön değerlendirme olduğu düşüncesinde uzlaşırlar (Fiske, 1998; Jones, 1997; Nelson, 2002). Psikolojide genelde kullanıldığı şekliyle önyargı, sadece bir fikir ya da inanç üzerine bir beyanat değil, horgörme, sevmeme ve nefret gibi duyguları içeren bir tutumdur. Usame Bin Ladin için gayrimüslim Amerikalılar önyargının hedefidir ve nefreti o kadar büyüktür ki onların öldüğünü görmek istemektedir.
Önyargının pusu kurduğu yerlerde sterotiplerin uzakta olduğu pek görülmez. "Sterotip" terimi ilk olarak 1798’de Fransız matbaacı Didot tarafından, kopyalar yaratmaya yarayan bir işlem için kullanılmıştır (Ashmore & Del Boca, 1981). Gazeteci Walter Lippman (1922) sterotipleri "kafanın içindeki resimler"e veya gerçeğin zihinsel kopyalarına benzetmiş, ve buradan yola çıkarak terim gitgide bir grubun üyeleri hakkında genellemeler -- ya da daha çok aşırı genelleme anlamına gelmeye başlamıştır. Önyargıda olduğu gibi bu genellemeler de bazen olumlu olabilir (ör. kadınlar çocuklarına iyi bakarlar, Japonlar matematikte üstün başarılıdır), ancak çoğunlukla olumsuz ve değişime karşı direçlidirler. Örneğin, 1960’lara kadar Britannica Ansiklopedisi’ ndeki "İnsanlığın Irkları" girişi, zencilerin evrim geçirmemiş ve çocuksu olduğuna dair yüzyıllar önceki sözde bilimsel sterotiplere dayanıyordu. 1964 baskısında ansiklopedi "yünlü saçlı gruplar"ı şöyle tanımlamıştır:
Koyu renk ten, bazen neredeyse siyah, geniş burun, büyüklüklerine oranla genelde küçük olan beyin, özellikle uzun boylu grup üyelerinde, orantılı olarak uzun önkol ve baldırlar. İskelette, yetişkinlerde bile bir çocuğun kemikli yapısını andıran yumuşak dış hatlar, ve bazı grup üyelerinde alın bizim ırkımızdaki çocuklarda olduğu gibi çıkıntılı ve yumuşak bir yapıya sahiptir. (Buxton, 1964, s. 864A)
Günümüzde saygıdeğer bir ansiklopedinin bu tür bir sterotipi yazması çok şaşırtıcı olur, ancak ırk, cinsiyet, din ve cinsel tercih hakkındaki sterotipler hala yaygındır.
 |
Sayfa 1/27 |
 |
|
 |